Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
deep in
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Adposition
dalgın, kendini tamamen vermiş, bütün düşüncesini bir şey üzerinde toplamış (başka şeyin farkında değil).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
be deep in one's book
kitaba dalmış olmak
Verb
deep in debt
borca batmış
Adjective
deep in peace
tam sükûnet içinde
deep in peace
barış içinde
deep in thoughts
düşünceye dalmış
be deep in debt
borca batmış olmak
Verb
be deep in depression
(piyasanın) kriz içinde olmak
Verb
be deep in the books
borca batmış olmak
Verb
be deep in the mire
çamura batmış olmak
Verb
be in deep meditation
içine çekilmek
Verb
be in deep trouble
başı büyük belada olmak
be in deep waters
müşkül durumda olmak
Verb
be in deep waters
güçlük içinde olmak
Verb
deep (ly involved) in debt
borca batmış
in a strong and deep voice
gür sesle
in deep water
başı dertte, şaşkınlık içinde.
He's been in deep water ever since he got fired from his job.
in deep water
başı dertte, sıkıntılı/müşkül durumda.
in smooth water
Brit.- argo
(gaileden sonra) dertsiz,
pürüzsüz, meselesiz, gailesiz, yolunda.
in low water:
Brit.- argo
parasız, meteliksiz.
in deep waters
şaşkınlık içinde
in deep waters
başı dertte
in the deep of winter
kış ortasında.
the deep of winter
: karakış.
deep into the night
: gecenin ilerlemiş saatlerinde,
gecenin geç vaktinde.
to be in a deep recession
büyük ekonomik kriz
to be in deep waters
başı dertte
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.